Öküzlüğün Alemi Yok !

Nisan 29, 2013 de Basında Biz

Öküzlüğün Alemi Yok !

İhraç sonrası neler olur?
Cumhuriyet tarihinin en önemli adımını atan 7 yiğit kardeşimizden 6’sı ihraç edildi.
Onlar zaten bu yola çıkarken başlarına gelecekleri,
Karşılaşacakları sorunları,
EGM’nin göstereceği tutumu tahmin ediyorlardı.
Kendilerini feda etmek pahasına ‘KRAL ÇIPLAK’ demeyi tercih ettiler.
EGM’nin ‘SÖZDE’ diye nitelendirdiği EMNİYET-SEN’i kuran bu arkadaşlarımız ne yazık ki yalnız kaldı.
Kapı arkasında üfleyerek,
Boş boş konuşarak geçirdiğimiz zamanları,
Sadece eleştirmek adına tükettiğimiz nefesimizi,
Yarınlarımı kurtarmak için bir şeyler yapmalıyım,
Bende bir şeyler katmalıyım demedik.
Ortaya çıkanları yeterince sahiplenmedik.
Dedikodulara prim verdik.
Ortada olmayan paralarla saltanat yaratıldığı dedikodularını yaratanların sözlerine inanmayı seçtik.
Bizden bir şey olmaz sözlerini bize ezberletenlere,
Hadi ordan diyemedik.
Kendi rahatımızı düşündük,
Ömrümüzün 17 yılının çalınmasına seyirci durduk.
Kafasına sıkan her polis için
Değer miydi diye hayıflandık.
Taşın altına elimizi sokmak yerine sadece seyrettik.
Korkarım seyretmeye devam edeceğiz.
Daha birkaç ay evveline kadar konuşamadığımız,
Sorgulamaya dahi cesaret edemediğimi bir çok konuyu tartışmaya açtılar.
Saltanatları salladılar.
Bu polislerde çok oluyor dedirttiler.
48. olağan genel kurulunda
205 rütbeli 70 memurun oy kullandığı POLSAN’da 5 polis yedek de bile olsa yönetimine girmeyi başardılar.
Yollar yürümekle aşınmaz diyen siyasetçilere nazire yaparcasına,
Yola çıktılar,
Dere tepe aştılar, ve aşmaya da devam ediyorlar.
Mesleğin saygınlığına gölge düşürdükleri için,
7 kurucunun 6’sı ihraç edildi.
1 kurucu üye kıdem cezası aldı.

Ayıptır, yazıktır, günahtır.
Hangi saygınlıktan bahsediyorsunuz siz beyler.
Kan gölüne dönen ülkede terör suçundan cezaevinde yatıp,
Kanunlardaki boşluklardan yararlanarak çıkan biri bize tokat attığında,
Savcıya ceza yazdığımız için tutuklandığımızda,
Cebinde milyonları olanların,
Siyasette adamı bulunanların,
Her işini dağ bayır aşıranların bize kafa tuttuklarında nerelerdeydiniz?
O zaman saygınlığımıza neden önem vermediniz?
Neden biriniz çıkıp ta açıklama yapma gereği hissetmediniz?

Şimdi büyük iş başardınız.
6 Polisi işinden aşından ettiniz.
Ülkeyi kurtardınız.
Ama devran böyle gitmez.
Bu hükümranlık ömür boyu sürmez.
AKP’nin dahli olmadan böyle bir karar verildi denemez.
Gelin vaz geçin demeyeceğim.
Biz bu hakkı söke söke alacağız.
6 kardeşimizi geri dönüşünü avuçlarımız patlayıncaya kadar alkışlayarak kavuşacağız.

Şimdi bazıları 2.sendika kurarız gibisinden akıl veriyorlarmış.
Onların amacı belli.
Bu oyuna düşmeyin.
Polisin tek sendikası var oda EMNİYET-SEN’dir.
Bunun üzerine sendika kurmaya kalkanlar
İhraç olan arkadaşlarının ardından el çırpanlardır.
Gün gelir devran döner,
Keser döner sap döner…
Bilmem anlatabildim mi?

************************************************************
Kıssadan hikaye, herkes üzerine düşeni alabilir

Ormanın birinde Aslanlar toplanmış. ‘yahu’ demişler, ‘hesapta kralız,
açlıktan öleceğiz birader ….

Maymuna saldırsak, ağaca kaçıyor;

Fillere saldırsak, fazla büyük…

Ceylanlar hızlı, yetişemiyoruz; kuşa dalsak, uçuyor,

Ee balık yakalayacak halimiz de yok…

N’aapsak? ‘

Bir tanesi ‘en iyisi, öküzlere saldıralım’ demiş,

‘iri yarı görünüyorlar ama ne pençeleri var, ne dişleri diş… Tam dişimize göre!’

Olur mu? Olur.

Hücum!

Ama evdeki hesap çarşıya uymamış;

Öküz, öyle yabana atılacak hayvan değilmiş meğer…

organize oluyorlar, topluca savunma yapıyorlar, püskürtüyorlarmış.

Aslanlar aç bilaç.

N’aapsak, n’aapsak?

’tilkiye danışalım’ demişler.

Tilki ‘kolay’ demiş,

‘beni, öküzlerin yaşadığı zengin otlakların prensi yapın, işinizi halledeyim…’

Kabul etmişler.

Tilki, elinde beyaz bayrakla öküzlere gitmiş,

‘saygıdeğer öküzler’ demiş,

‘aslında aslanlar uysaldır, sizi de çok seviyorlar…

Ama; Şu aranızdaki sarı öküz var ya, sarı öküz, işte sorun o…

Görünce tahrik oluyorlar, canları çekiyor, verin şu sarı öküzü,

Kurtulun kardeşim, huzur içinde yaşayın! ‘

Öküz heyeti düşünmüş taşınmış,

‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ Mantığıyla,

verivermişler sarı öküzü…

Aslanlar da afiyetle yemiş.

Bir gün, iki gün ….

Tilki gene gelmiş.

‘bakın gördüğünüz gibi, saldırılar kesildi, mutlu mutlu yaşıyorsunuz’ demiş

Ve eklemiş:

‘ama şu var ya benekli öküz, benekli öküz,

O burada olduğu sürece size rahat yüzü yok arkadaş,

Canları çekiyor, verin, kurtulun!’

Öküz heyeti düşünmüş,

‘otlağın selameti için’

Teslim etmiş benekli öküzü…

Üç gün, dört gün…

Tilki gene gelmiş.

Kuyruğu uzun olanı…

Burnu beyaz olanı…

Tombul olanı…

Tek tek alıp, gitmiş.

Otlak seyrelmiş.

Semirmiş aslanlar.

Günlerden bir gün… Artık tilki gelmemiş!

Gerek kalmamış çünkü.

Doğrudan aslan gelmiş.

‘hanginizi istiyorsam,

Canım hanginizi çekiyorsa, onu vereceksiniz,

Adamı hasta etmeyin’ demiş.

Otların arasında tir tir titreyen, tek tük kalmış öküzler,

‘keşke sarı öküzü vermeseydik’ demiş ama iş işten geçmiş.

İşte Öküzlük böyle bir şeydir…

ÖKÜZLÜĞÜN ALEMİ YOK !

Kaynak: Kocaeli Gazete