AYM, POLİSİN DİSİPLİN TÜZÜĞÜNÜN DAYANDIĞI KANUN MADDESİNİ İPTAL ETTİ. BU İPTAL KARARI NE ANLAMA GELİYOR? SONUÇLARI NE OLACAK?
SORUŞTURMASI DEVAM EDENLER ..
YARGILAMASI SÜRENLER ..
CEZASI KESİNLEŞENLER ..
Anayasa Mahkemesi 13.01.2016 tarihinde 2015/85 Esas ve 2016/3 Karar sayısıyla, kanunla düzenlenmesi gereken hususların tüzükle belirlenemeyeceğinden hareketle, 3201 sayılı Kanunun 83 üncü maddesinin birinci cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir. Bu karar gerekçesiyle birlikte 29.01.2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
Anayasa’nın 128 ve 38 nci maddesi uyarınca iptal edilen hüküm bir çok emniyet çalışanı için hayati önem arz etmektedir.
Bu karar emniyet hizmetleri sınıfı çalışanlarının haklarını savunan EMNİYET-SEN’imiz için de bir başarı olmuştur.
1982 Anayasası’nın “XI. Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü” başlıklı 11 nci maddesi “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. / Kanunlar Anayasa’ya aykırı olamaz.” hükmünü içermektedir. Bu hüküm en üst normun Anayasa olduğunu, hukuk kuralları arasında bir hiyerarşi olduğunu, hukuk kurallarının Anayasa’ya aykırı olmayacağını ifade eder. Anayasa’nın üstünlüğü ilkesi yasama, yürütme ve yargı erkelerini, idare makamlarını gerçek ve tüzel kişilerin tamamını bağlayan bir ilkedir. Anaysa Mahkemesi başvuru türüne göre soyut (150 nci uyarınca) veya somut (152 nci maddesi uyarınca) norm denetimi yapabilmektedir. Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 83 ncü maddesinin birinci cümlesinin iptali Anayasa’nın “7. Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi” başlıklı 152 nci maddesi uyarınca yapılmış bir somut norm denetimi sonucu verilmiştir.
Sendikamızın da yakından takip edip ilgilendiği bu dosyada Anayasa Mahkemesi’nin verdiği iptal kararı; Anayasa’nın 153 ncü maddesi uyarınca kesindir. Bilindiği üzere Anayasa Mahkemesi kararı Resmi Gazetede yayınlanmadan hüküm ifade etmemektedir. Ayrıca 153 ncü madde; Anayasa Mahkemesi’ne yasa iptalinin yürürlülük tarihini de belirleme yetkisi vermekte olup “Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.” hükmünü barındırmaktadır. Mevcut kararda da bu hüküm kullanılmış olup, Emniyet Teşkilatı Kanunu 83 ncü maddesinin iptalinin yürürlülük tarihi, bir yıl sonrası (29.01.2017) olarak belirlenmiştir. Esasen kesin karar veren Anayasa Mahkemesi’nin bu kesinin kararının uygulanmasını bir yıl ertelemesi bir çelişki barındırmaktadır.
Genelde bu tür ertelemeli kararlar iptal edilen yasanın etkilediği diğer normlar varsa kullanılmaktadır. Yeni bir düzenleme yapılabilmesi için yasama ve yürütme erkine kanun boşluğu oluşmaması için zaman tanımaktır. Anayasa’nın 152 nci maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümemektedir. Bu ilke yasaların yürürlüğü için kabul edilmiş bir ilkenin; “kanunlar geçmişe yürümez” (kanunlar makabline şamil değildir) ilkesinin bir ürünüdür. Anayasa’daki bu düzenlemenin amacı iptal edilen yasaya dayanılarak daha önce yapılan işlemlerin geçerliliklerini koruyacağıdır. Ancak iptal kararının geriye yürümeyeceğini mutlak olarak anlamak yada kabul etmek olanaksızdır. Bunun en büyük dayanağı somut norm denetiminde yerel mahkemenin yargılamayı durdurarak Anayasa’ya aykırılık iddiası ile iptale konu hükmü Anayasa Mahkemesi’ne göndermesi gösterilebilir. Geriye yürümezlik mutlak olarak kabul edilmiş olsaydı bu uygulama anlamsız olacaktı. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının geriye yürümeyeceğine ilişkin ilke iptal kararından önce yapılmış olan hukuksal işlemler sonucu kazanılmış hakları saklı tutmaya yönelik bir kuraldır. (Tikveş, Özkan, Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Anayasa Yargısı, Ege Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi Yayını, İzmir 1978, S 208-209; Teziç Erdoğan, Anayasa Hukuku Beta Basın Yayın Dağıtım A.Ş. . Bası Eylül 1986 s.218.)
Ceza mahkemeleri açısından Türk Ceza Kanunu’nun 2 nci maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesi’nce verilmiş bir iptal kararı beraat hükmünü etkilemez, iptal hükmü geriye yürümez, beraat kararı varlığını korur. Kesinleşmiş mahkûmiyet hükmü hakkında ise iptal kararı geriye yürür ve hükmü bütün sonuçları ile ortadan kaldırır. Yasa hükmünün iptali hükmüyle daha hafifi ceza verilmesini sağlayan başka bir yasanın uygulanması sonucunu da getirir. İdare açısından ise; idarenin tüzük, yönetmelik, kararname gibi genel düzenleyici işlemlerinin dayandığı yasa veya yasa hükmü Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş ise bu düzenleyici işlem bir idari dava konusu yapılmamış olsa bile kendiliğinden hükümsüzleşir. Yani iptal kararı geriye yürüyerek bu düzenlemeyi ortadan kaldırır. (Azrak, agm. s. 167-168) Bu durumda Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 83 ncü maddesi hükmünün iptali ile Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün tek dayanağı da iptal edilmiştir.
Bilindiği üzere tüzüklerin yürürlükten kalkması yeni bir tüzük hükmü ile olabileceği gibi dayandığı kanunun yürürlükten kalkması sonucu da olmaktadır. Ancak bu durumda yasa koyucunun yürürlükten kaldırmasından farklı olarak Anayasa Mahkemesi’nce Anayasa’ya aykırı olduğundan bir iptal yani yürürlükten kaldırma vardır. Uygulamada Anayasa Mahkemesi’nin ve uyuşmazlık mahkemesinin iptal kararının yürürlüğe girmemiş olması halinde dahi Anayasa’ya aykırılığı saptanmış yasa hükümlerinin uygulanmayacağına işaret eden kararları vardır. Bu kararların bazılarında yasa maddesinin iptal edildiği kamuoyu, ilgililer ve idare tarafından bilinmektedir. Bu sebeple iptal hükmüne rağmen işlem yapılması kabul edilmez olduğu gibi hukukun üstünlüğüne aykırı olduğu için mevcut yargılamalarda da yürürlüğe girme süresi beklenmeyeceği görüşü paylaşılmıştır.
Görüleceği üzere soruşturması devam eden meslektaşlarımız için söz konusu Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün uygulanması hak ihlali olduğu için idare uyarılmalı ve Anayasa Mahkemesi kararına aykırı davranmalarının hukuksuz olacağı hatırlatılmadır.
Yargılaması devam eden meslektaşlarımız için iptal kararını mahkemeye bildirmeleri gerekmekte olup hukukun üstünlüğü ilkesine göre talepte bulunmaları gerekmektedir.
Hakkında kesinleşmiş kararlar olanlar ise lehlerine olan yeni durumdan faydalanmak için idareye başvuruda bulunmalı ve Anayasa’ya aykırı bir hüküm nedeni ile mağduriyetlerinin giderilmesini istemelidir.
Okunma Sayısı:4056