EMNİYET-SEN ANTALYA İFTAR ŞÖLENİ.

Antalya büyükşehir belediye başkanı sn. Mustafa akaydın, il genel meclis başkanı Sn. Cavit Arı , Ak Parti Antalya İl Başkanı Mustafa Köse, CHP İl Başkanı Sn. Devrim Kök, MHP İl Başkanı ,bütün siyasi partiler, konfederasyon temsilcileri, şehrin önde gelenleri, üyelerimiz ve meslektaşlarımızın katılımıyla gerçekleşti.

Yaklaşık 500 kişinin katılımıyla bu akşam Antalya’nın seçkin mekanında yapılan iftarda sayın Faruk Sezer’in yaptığı konuşma geceye damgasını vurdu?

” Biz bu teşkilata Hz. Ömer’in adaletini getirmek için yola çıktık” diyerek sözlerini bitiren genel başkanımız konuşmaları sık sık alkışlarla kesildi.

Organizasyon en büyük emeği geçen başta Antalya İl Başkan Yardımcısı Ali Hakan Yatkın, İl Başkanı Murat Öz ve Mali Sekreter Zeki Kılınç’a teşekkür ediyoruz.

İŞTE AÇILIŞ KONUŞMASI METNİ

Sayın Misafirlerimiz İftar saati gelmiştir afiyet olsun…

Değerli Konuklarımız hoş geldiniz;

Emniyet Sen Antalya İl Temsilciliği tarafından düzenlenen iftar yemeği organizasyonumuzun gerçekleşmesinde büyük pay sahibi Emniyet Sen Antalya İl Temsilciliği Basın ve Halkla ilişkilerden sorumlu yönetim kurulu üyesi, Sayın Ali Hakan YATGIN ı kürsüye davet ediyorum…

Değerli Konuklarımız;

Şüphesiz ki ! dünyanın en güzel yerinin güzel insanları Hoş geldiniz!

Antalya’mızın değerli milletvekilleri,

Büyükşehir Belediye Başkanımız Profesör Dr. Sayın Mustafa AKAYDIN,

İşçi, memur ve yöneticileri ile Antalya Büyükşehir Belediyesi çalışanlarımız hoş geldiniz;

İl Genel Meclisi başkanımız Sn: Sayın Cavit ARI ve İl genel meclisimizin değerli üyeleri Hoş geldiniz;
Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanı Sayın Mustafa Köse ve Adalet ve Kalkınma Partisi Antalya İl Yönetimi Hoş geldiniz;

Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Sayın Devrim Kök ve Cumhuriyet Halk Partisi Antalya İl Örgütü Hoş geldiniz; Milliyetçi Hareket Partisi Antalya İl Teşkilatı Hoş geldiniz; Antalya Barosunun Değerli Avukatları, Tabipler Odası Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği ve Antalya Akademik Meslek Odaları Eşgüdüm Kurulu Hoş geldiniz;

Türkiye Kamu Sen, Birleşik Kamu İş ve Memur Sen Antalya İl Temsilcilikleri Hoş geldiniz.
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu Türk-İş Antalya İl Temsilciliği Ve Devrimci İşçi Sendikaları Akdeniz Bölge Başkanlığı Hoş geldiniz,

Emektarlarımız; Emekli Polisler Derneği, Hoş geldiniz, Yörük Türkmen Derneği Hoş geldiniz; Değerli Basın mensuplarımız Hoş geldiniz

Değerli Üyelerimiz Değerli Meslektaşlarım ve Emniyet Sen Yönetim Kurulu, Değerli dava arkadaşlarım Hoş geldiniz

Sayın Konuklarımız;

Buradan baktığımda bir fotoğraf görüyorum; Her türlü hak arayışı siyasal eğilim ve mesleki birliktelikler ile örgütlü, teşkilatlı, bir toplumun demokrasinin özümsenmesi adına vazgeçilmez olduğuna inanan, Polisinde modern çağın gereği olarak, mesleki dayanışma içerisinde bu birliktelikler arasında yerini alan ancak, toplumda yaşayan herkesin polisi olduğunu unutmayıp, herkese eşit mesafede ve kendisine sadece ilmi, irfanı, ve en üst norm çizgisinde hukukun üstünlüğünü kılavuz edinen Emniyet Sen duruşunun hayata geçmiş olmasının verdiği haz ve mutluluk içerisindeyim.

Değerli Konuklarımız;

Benim çocukluğumda da polisler büyük paralar kazanmazlardı, ancak o günün polisi bugünün polisinden çok daha mutluydu çünkü benim çocukluğumda polislik saygın bir meslekti, Hafif bir korku ile sayılan, inanılan, güvenilen bir meslek, ve sevilirlerdi de hele hele gece mahallemizde dolaşan bekçi üzerinde bu sevgi doruklara çıkardı, Türk filmleri babacan polis tipleriyle doluydu bu sahneler gündelik yaşamın bir yansımasıydı adeta…
Sendika denince akla insanca yaşamın gereği olan zam grev, toplu sözleşme gibi kavramlar geliyor, ancak Emniyet Teşkilatı çalışanları olarak bizlerin insanca yaşam hakkından daha önce talep ettiğimiz bir hak var. İlginçtir ki 21. Yüzyılda istediğimiz bu hakkın adı yaşam hakkı!

Şöyle ki: Elimde trajik bir istatistik var ortalama her 13 günde bir polis memuru intihar ediyor, intihar suretiyle yaşamına son veren arkadaşlarımızın sayısı terör ve asayiş olaylarında şehit olan meslektaşlarımızın sayısından üç misli fazladır.

Emniyet-Sen olarak yaptığımız araştırmalarda, hemen hemen her intihar vakasının arkasında, ya dilini anlamakta güçlük çektiğimiz Polis Vazife Ve Salahiyetleri kanununu ya bizlere ortaçağ öncesi köleci toplum düzenin uygulamalarını hatırlatan ve artık yama tutmayan Emniyet Teşkilatı Kanununu ya da İstibdat dönemi anlayışıyla yazılmış, o meşhur Emniyet Hizmetleri Disiplin Tüzüğü’nden kaynaklı, haksız bir uygulamanın var olduğunu gördük…

İşte bu intihar vakalarının üzerine kafa yoranlar sosyal paylaşım sitelerinde bir araya geldi ve işte Emniyet Sen bu kadar masum ve en temel insan hakkı talebinden doğdu.. Sendikamızın yoğun bir şekilde yürüttüğü intiharları önlemek için bağımsız bir araştırma kurulu oluşturulması yönündeki taleplerine karşı, İdarenin tek yaptığı şey ise, tüm Emniyet Mensuplarına yazı göndererek polislerin intihar etmesini emir yazısı ile yasaklamak oldu.

Günümüz gelişmiş Demokrasilerin tarihsel sürecine baktığımızda, güçlenmiş sendikaların, insan haklarının geliştirmesi ve genişletmesi sonucunda toplumda yaşayanların mutluluğuna pozitif etkisi hepimiz tarafından bilinmektedir…

Gelişmiş Demokrasilerde Emniyet Teşkilatları Kaliteli kamu hizmeti adına projelerini Polis Sendikalarıyla eşgüdümlü olarak hazırlarken, 27 Avrupa ülkesinde 35 polis sendikası yıllardır faaliyetlerini göstermekte iken, Ülkemizdeki bu eksiklik kamu hizmetinin aksamasına, hatta daha öte sorun ve haksız uygulamalara sebebiyet vermekteydi.

Bizler Demokratik toplum olabilmenin en önemli koşulunun örgütlü toplum olduğuna, kaliteli bir güvenlik hizmetinin sunulmasının ilk şartının ise iyileştirilmiş çalışma koşullarına bağlı olduğuna inandık. Avrupa birliğine uyum süreci adına kanun çıkarmanın yeterli olmadığını bu kanunların idare tarafından içselleştirilmesi ve bürokrasinin bu değişime uyumlu hale getirilmesini savunduk.

Bize siz Polissiniz! Sendika kuramazsınız dediler. Kurarız yasalar müsait dedik, genel kurul yapamazsınız dediler genel kurulumuzu yaptık, ilgili seçim kurulundan mazbatamızı aldık, siz ülke genelinde teşkilatlanmayı başaramazsınız dediler, tüm ülke sathında en güzel şekilde teşkilatlandık, İdare üzerinize gelir caydırmak, yıldırmak ister dediler. Yasalar çerçevesinde kurulmuş bir sendika olmamıza rağmen, idare üye kazanmamızı engellemek için ‘’Sakın sendikaya üye olmayın sizi meslekten atarım haaa…’’şeklinde kanunsuz emir tebliğleri yayınladı, tüm bunlara rağmen kısa bir sürede üye sayımızda 10 binleri aştık, şiddete başvurmaksızın, başta gasp edilmiş özlük haklarımız olmak üzere taleplerimizde ısrar ettik. Kurucu 6 üyemiz mesleklerinden atıldı, yılmadık.

Çünkü bizler ülkemizde yaşayan namuslu insanlarında en az namussuzlar kadar cesur olmaları gerektiğine inandık. Görevde olan meslektaşlarımızın, bir meslektaşının intihar edebileceği yönünde sezgilerini ise Emniyet Genel Müdürlüğünün hiyerarşik olarak İl Emniyet Müdürüne bağlı psikologlarına değil tüm illerimizde yetkilendirilmiş Emniyet-Sen İl Temsilcilerine bildirmeleri aslında bugün geldiğimiz noktada durumun bir özetidir…

Toplumsal olaylara Polisin müdahalesi ile ilgili olarak Demokratik Tepkiye evet Vandalizm terörüne hayır dedik… Müdahalede bulunması gereken arkadaşlarımıza konusu suç teşkil eden emirleri yerine getirmeyin dedik, son yaşadığımız gezi parkı örneğinde oluşan ve kesinlikle görmek istemediğimiz karelerin ardında ise, kesinlikle araştırılması ve incelenmesi gereken bir yönetim sorunu olduğunu belgeleriyle ortaya koyduk…

Özetle bizler polisin, onun bunun şunun polisi değil, Milletin, Devletin ve Halkın polisi olarak algılanması gerektiğini haykırdık.

Ve içimizden biri çıkıp dedi ki ”Gelin canlar bir olalım iri olalım diri olalım”, bir olduk iri olduk diri olduk…

İçimizden biri, polis memuru… arkadaşlarıyla çıktığı yolda her türlü baskı iftira ve zulüm karşısında boyun eğdirilemeyen, idealist halk çocuğu, henüz ülkemiz Avrupa Birliğine tam üyeliğe kabul edilmemişken, Avrupa Polis Sendikaları birliği EUROCOP a Emniyet-Sen’in tam üyelik başvurularını tamamlayarak ayağının tozuyla ilimize gelen atanmış değil, seçilmiş Emniyet Sen genel başkanı Sayın Faruk SEZER’İ kürsüye davet ediyorum…